Düşmanı Kahretme Duası
Değerli okurlarım,
daha önceki bir yazımızda Allah’ın yüce isimlerinden biri olan Kahhar isminin mana ve faziletlerinden bahsetmiştik. Konuyla alakalı linke BURADAN ulaşabilirsiniz. Bu yazımızda ise yine size zarar veren birine okuyabileceğiniz, düşmanı kahretme duası öğretmek istiyoruz. İster istemez günlük yaşantımızda bazı kişiler kendilerini koruma konusunda yetersiz kalabiliyorlar. Düşmanı kahretme duası, gerek amirinden, gerekse eşinden ya da dostundan şiddete veya kötü davranışlara maruz kalan bir kişinin okuyabileceği bir duadır. Bu duayı yapmadan önce her kahretme duasında yapmış olduğumuz uyarımızı tekrarlamak isteriz; bir kimse tarafından kendine zulm edilen kişi, öncelikle o kişinin ıslahı için Allah’a dua etmelidir. Şayet o kişi zulme devam ederse, o zaman kahretme duasına başvurulabilir. Mazlumun duası ile Allah arasında hiçbir perde yoktur. Mazlum insan evladına dahi beddua etse kabul olur. Bu sebepten dolayı Peygamber Efendimiz (SAV) ömrü hayatında sadece 3 kere beddua etmiştir. Tüm bu uyarıları yaptıktan sonra, nasıl uygulanacağını anlatalım.
Düşmanı Kahretme Duasının Uygulanışı
Aşağıdaki yazdıklarımızı adım adım yapmanız gerekmektedir:
- İlk olarak abdest alınız.
- Temiz kıyafetler giyiniz.
- Okumayı yapacağınız yerde kıbleye dönük vaziyette dizlerinizin üzerine oturun.
- Okuma yapılan yerde yalnız olmanız esastır. Kesinlikle okuma esnasında kimseyle konuşulmamalı, hatta evde yalnız değilseniz odaya dahi kimsenin girmemesi gerekmektedir. Mümkünse sesin olmadığı bir vakitte yapınız.
- 1000 kere Besmele okuyunuz.
- 1 kere Fatiha okuyun ve sevabını başta Peygamber Efendimiz (SAV)’e, Ehl-i Beytine, Sahabe-i Kiram’a, gelmiş geçmiş tüm Peygamberlere, yaratılmış tüm Meleklere ve Ricalül Gayb’a hediye edin.
- 3 kere dilediğiniz salavatı okuyunuz.
- Gözlerinizi kapatın ve size zulmeden kişiyi gözlerinizin önüne getirerek 306 kere Ya Kahhar diye zikrediniz.
- 1002 kere Fel Muriyati Kadha okuyunuz.
- Okuma bittikten sonra ellerinizi açınız. Nefesinizi tutarak size zulmeden kişiyi düşününüz ve içinizden geçen niyeti ediniz. Sonra nefesinizi verin ve o kişinin helak olduğunu düşünerek ellerinizi birbirine vurunuz. Bunu en az 7 kere tekrarlayınız.
- En sonunda 1 kere Fatiha okuyarak uygulamayı bitiriniz.
Bu uygulamayı Pazartesi akşamından itibaren 4 gece aynı mekanda tekrarlayınız. Mümkünse cuma günü biraz sadaka veriniz. Size zulmeden zalim kişi Allah’ın izniyle helak olacaktır.
Daha önceki yazılarımızda İrsali Hatiften bahsederek, 
Değerli Mucizedua ziyaretçileri,
Hane içerisine yılan, akrep, çıyan, bit, pire, tahtakurusu ve sivrisinek gibi benzeri haşerelerin girmemesi için aşağıdaki ayet safran mürekkebi ile bir kab içerisine yazılır. Zeytin yaprağından sıkılarak meydana gelen şıra bu kaba doldurulur. Daha sonra haşerelerin girmesi istenmeyen hanenin dört köşesine serpilirse, o hane zararlı haşerelerden muhafaza edilmiş olur.
Her türlü büyüyü bozmak için bu uygulamayı yapabilirsiniz. Bunun için evvela meyvesi olmayan 7 adet ağaç bulunur. Bu ağaçlardan birer adet yaprak alınız. Aşağıdaki Ayet-i Kerime’i temiz bir kağıda yazın. Daha sonra yazılı kağıt ile birlikte yaprakları su dolu temiz bir kabın içine atın. Bu kap, yıldızları görecek şekilde bir gece dışarıda bırakılır ve ertesi gün alınır. Büyüye maruz kalan kişi bir akarsuya götürülür ve dizlerine kadar suya batırılır. Hazırlanan su başından aşağıya dökülür ve son olarak gusül abdesti aldırılır. Böylelikle büyü çözülmüş olur. Defalarca kere tecrübe edilmiş bir uygulamadır.
Peygamber Efendimiz Fatır Suresinin Sırları hakkında şöyle buyurmuştur: “Fatır Suresi’ni okumayı vird haline getire kimse, cennete dilediği kapıdan girmeye hak kazanır.” Diğer surelerin olduğu gibi Fatır Suresi de bir takım sırlara sahiptir. Fatır Suresi temiz bir kağıda yazılır ve usulüne uygun şekilde muşambaya sarılıp herhangi bir hayvana bağlanırsa, hırsızlara ve diğer tüm tehlikelere karşı korunmuş olur. Bir kimse anlatılan şekilde bu sureyi celileyi yazıp, hayvanın boynuna asıp onu uzak bir noktaya götürse, onu alıncaya kadar orada o hayvanın başına bir iş gelmez.

